Reflü, özellikle boğaz reflüsü olan bireylerde balgam yapabilir. Yemek borusunun girişinde bulunan krikofaringeus kası, yemek borusunu çevreler ve aynı zamanda gırtlak ile bağlantılıdır. Bu kas, kapak özelliği taşıyan bölgelerde sürekli kasılı durumda olup, belirli bir tonus ve basınç sağlar. Ancak aşırı kasılma, boğazda sıkılık ve düğümlenme hissine yol açabilir, özellikle anksiyete ve depresyon dönemlerinde. Boğaz reflüsünde bu kas daha aktif çalışarak boğazda takılma hissi yaratır. Bunun yanında, yemek borusu ve gırtlak arkasındaki dokunun kızarıklığı ve şişmesi, boğazda gıcık ve balgam hissini artırır. Birçok birey bu durumdan etkilenir ve bu durum tedavi sırasında en zor düzelen semptomlardan biridir. Tedavi süresi genellikle en az 6 hafta sürer, çünkü doku ödeminin tamamen geçmesi gereklidir.

Boğazda balgam, mukus artışından veya mukusun atılamama durumundan kaynaklanabilir. Sıcak içecekler ve buhar soluma, boğazdaki balgamı incelterek daha kolay sökülmesine yardımcı olabilir. Birçok hastanın doktorlara başvurma nedeni olan geniz akıntısı, boğazda balgam birikmesi veya balgamın burun arkasından boğaza doğru akması hissidir. Balgam akıntısının altında yatan nedenlerden biri reflü olabilir. Normalde burun ve sinüsler gün boyunca yaklaşık yarım kilogram kadar mukus salgılar. Bu mukus, mikroskopla görülebilen titrek silyalar tarafından ritmik hareketlerle boğaza iletilir ve bu süreçte salgılanırken aynı zamanda his oluşturmadan yutulabilir. Bu salgı, burnun iç bölümlerini ıslatır ve temizler, solunan havayı nemlendirir, havada bulunan yabancı maddeleri tutar ve bedeni iltihaplanmalara karşı korur.

Bu salgının oluşumu ve atılımı, sinirler, damarlar, salgı bezleri, bazı kaslar, hormonlar ve titrek silyaların uyumlu çalışması ile ortaya çıkan spesifik bir mekanizma tarafından kontrol edilir. Geniz akıntısı, bu salgının seviyesinin ya da koyuluğunun farklılaşması, boğazda bulunan kasların ve yutma bozukluklarının sonucu olarak ortaya çıkabilir. Salgılama bozukluğu, salgının artması en yaygın görülen şekildir. Salgının yapısı farklılaşmaz, seviyesi yükselir.

Soğuk algınlıkları, alerji, soğuk havalar, parlak ışık, baharatlı yiyecekler, hamilelik, doğum kontrol hapları ve tansiyon ilaçları gibi birçok faktör burun içinde bulunan şekil bozukluklarını ve salgı artışını tetikleyebilir. Reflü de bu faktörlerden biridir ve balgam yapabilir.

Reflü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu meydana gelir. Bu durum, yemek borusunda ve boğazda tahrişe yol açar, bu tahriş sonucunda mukus üretimi artar. Artan mukus miktarı, boğazda balgam oluşumuna neden olabilir. Reflü tedavi edilmediğinde, bu semptomlar daha da kötüleşebilir ve kronik bir hal alabilir. Bu nedenle, reflü semptomları yaşayan bireylerin bir uzmana başvurarak uygun tedavi yöntemlerini değerlendirmeleri önemlidir.

Reflü tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve gerekirse cerrahi müdahaleler uygulanabilir. Bu tedavi yöntemleri, boğazdaki tahrişi azaltarak balgam oluşumunu engelleyebilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.